Sergi Hakkında

Jakob von Uexküll’ün “Umwelt” kavramı üzerine;
Etrafında anlamına gelen “um” ilgeçi ile dünya anlamına gelen “welt” sözcüklerinden oluşan kavramın “çevreleyen dünya”, “fenomenel dünya”, “çevre” ve “ortam” gibi çevirileri bulunmakla beraber biosemiyotik alanında çalışmalar yapan Alman düşünür Uexküll ile kavram, farklı bir noktaya taşınmıştır. Uexküll, her canlı türünün kendine özgü uzay-zamanda, öznel gözlemlerle deneyimleyerek anlamlandırdıkları çevreyi tanımlamak için “Umwelt” kavramını kullanmıştır (Uexküll, 1934).

Bu bağlamda, her canlı (aynı ya da farklı türler olmasına bakılmaksızın) yalnızca kendisine ait, kendisini tanımlayabildiği ya da yakın hissettiği bir uzama, bu uzama ait çevreye, bu çevreye ait bir zaman ve mekân algısına, dolayısıyla bu bileşenlerin toplamı olan benzersiz bir umwelt’e sahiptir. Öznelliğin kelime anlamını belki de olabilecek en güçlü şekilde hissetirerek terkrar düşünmeye iten bu kavram, insanmerkezciliğin konfor alanını sorgulamaktadır. Sergi, varoluşun çoklu doğasını, türlerarası algısal farklılıkları, nesnel gerçeklik yanılsamasını, anlamlandırma eyleminin yapı taşlarını biriktiren göz uzvuna atıfta bulunan imgeler üzerinden kurgulanmıştır.

Üretim sürecinde üretken yapay zekâdan yardım alınmıştır. Statik görüntülerin üretimi aşamasında boş stüdyo görüntüsü üretilmiş ve eserlerin biçim birliği sağlayacak şekilde kompozisyonları tanımlanmıştır. Daha sonra her gözün yapısı incelenerek bir örnek görsel resmedilmiş, stil referansı ve promptlar yardımı ile nihai görsele ulaşılmıştır. Video animasyon kısmında ise üretilen statik görseller, image to video süreciyle hareketlendirilerek hikaye doğrultusunda kurgulanmıştır. İyi seyirler.

Doç. Dr. İ. Halil Özkirişçi. 2025


---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Küratör: F. Gonca İlbeyi Demir, Prof. Dr. Anadolu Ünverstesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Grafik Sanatlar Bölümü Öğr. Üyesi

“Bir gözüm ben. Mekanik bir göz. Ben, makine, size ancak benim görebileceğim bir dünyayı açıyorum.  Kendimi bugün de, bundan sonra da insana özgü o hareketsizlikten kurtarıyorum. Hiç durmadan hareket  ediyorum. Nesnelere yaklaşıp onlardan uzaklaşıyorum. Süzülüp altına giriyorum onların… Düşen,  yükselen nesnelerle birlikte düşüp kalkıyorum ben de. Karmakarışık hareketler, en karmaşık biçimler  içinde hareketleri sırasıyla kaydederek dönen benim: Makine. Zaman ve yer sınırlamalarından kurtulmuşum; evrenin her bir noktasını, bütün noktalarını, nerede olmalarını istiyorsam ona göre düzenliyorum. Benim yolum, dünyanın yepyeni bir biçimde algılanmasına giden yoldur. Böylece size bilinmeyen bir dünyayı açıyorum” demiş, devrimci Rus film yönetmeni Dziga Vertov 1923’te yazdığı bir yazısında (John Berger, Görme Biçimleri, s.17). 

İ. Halil Özkirişçi’nin ‘Umwelt’ sergisinde, Vertov’un ‘mekanik gözü/makinesi’ yerini üretken yapay zekanın yardımlarına (Generative AI Art) bırakıyor. Özkirişçi, Alman biyolog Jakob Von Uexküll’ün Umwelt kavramından yola çıkarak oluşturuyor çalışmalarını. Umwelt kavramı, canlının duyusal araçlarıyla algılanan ve yorumlanan öznel gerçekliğini tarif ediyor aslında, tüm canlılar insan tarafından algılanan ve tanımlanan bir çevre içindeki nesneler değil, her canlı türünün biricik özneleridir Uexküll’e göre. Onları özne yapan ise kendi türlerine has görme, dokunma, hissetme ve zaman algılarındaki farklılıklardır Organizmalar duyusal araçlarının fizyolojisi aracılığıyla çevrelerini tecrübe eder, değiştirir ve biçimlendirir. Bedenin, özellikle duyu organlarının ve sinir sisteminin Umwelt’imizi şekillendirmekteki önemini ve her biri birer özne olan canlıların diğer canlılarla kurduğu nesne ilişkisini anlatır Uexküll, her canlının birbirine ancak teğet geçen kendi ortamlarında var olduğu düşüncesiyle. Hissedilen dünya ve edimsel dünyanın kapsamlı biçimde bir araya gelmesi Uexküll’ün Umwelt olarak ifade ettiği bütünü açığa çıkarır.

İ. Halil Özkirişçi’nin deyişiyle ‘Sergi, varoluşun çoklu doğasını, türlerarası algısal farklılıkları, nesnel gerçeklik yanılsamasını, anlamlandırma eyleminin yapı taşlarını biriktiren göz uzvuna atıfta bulunan imgeler üzerinden kurgulanmıştır’. Evet, sergide, ‘Gözler’ etrafınızı sarmalıyor ve pek çok ‘Göz’ tarafından izleniyorsunuz. Öyle ki, sanat yapıtı ve izleyen akışını/sırasını alt üst ederek sergide izleyici kimliğinizi bırakıp kendinizi ‘gözler’e teslim ediyorsunuz, diğer bir deyişle ‘gözleyen’ değil ‘gözlenen’ oluveriyorsunuz bir anda, sürekli gözetlendiğimiz çağdaş dünyada yaşadığımızın tersine…

‘Umwelt Sergisi’, kendimizi her şeye muktedir bulduğumuz insan halimizin ve gördüklerimizin, diğer  ‘Gözün’/ ‘Gözler’in önünde pek de bir şey ifade etmediğini, aksine koca evrende sadece kendi Umweltimizle sınırlı olduğumuzu ve kendi ‘insan dünyamızda’ sadece kendi yaşamımızı inşa edebileceğimizi idrak ettiriyor sarsıcı biçimde. Görme eylemi, özne-nesne, benlik-öteki, bilen-bilinen arasında geçen bir süreç, bu sergi ise esas olarak hepimizi şaşırtmaya, afallatan bir ters yüz etme eylemine tanıklık etmeye ve kışkırtmaya bir davet, sanatçı İ. Halil Özkirişçi’nin ‘Gözler’inden.